Enerji Mi? Madde Mi?
Hepimiz biliyoruz ki evren enerjiden ibaret. Ve Enerji ne kadar hızlı hareket ediyorsa o kadar daha olasılıklar artıyor ve farklı boyutlara ulaşabiliyoruz. Daha hafif ve sonsuz olasılıklara yani kaynağa ulaşabiliyoruz.
Enerji daha ağır, yavaş hareket ediyorsa ne oluyor? Elbette ki madde.
Bizlerde önce düşüncelerimiz ile bu enerjileri ağırlaştırıyor ve yavaşlatıyoruz ya da hızlı ve hafif alana geçiyoruz.
Öfke, kıskançlık, üzüntü, pişmanlık gibi aslında özümüzde olmayan ama alışkanlık haline gelmiş düşünce kalıpları nedeniyle bedenimizde tuttuğumuz enerjiler ağır ve yavaş hareket ediyor.
Bu nedenle de hayatta isteklerimize ulaşırken daha madde boyutundan ilerliyoruz. Yani çok çalışarak, mücadele ederek…
Daha yüksek frekanslarda ki sevgi, teşekkür, ilham, minnet gibi duygular hızlı titreştiği için hem hafif hem de kaynağa daha yakın enerjiler. Bu enerjilerde dolaştığımızda evrende her şeyin mümkün olduğu bilgisini hissedebiliyoruz.
Madde halinde yani ağırlaşmış bir bedende ise bu bilgi sadece bilgi olarak kalıyor.
Öğrendiğiniz bilgileri mutlaka kullanın. Yani deneyimleyin aksi takdirde sadece ağırlık yapacaktır.
Deneyimlenmemiş bir bilgi sizi sadece filozof yapar:)
Eğer kendinizi sonsuz olasılıklara açmak ve bu hayatta her şeyin mümkün olduğu bilgisini deneyimlemek istiyorsanız hafifleyin .
Negatif dediğimiz daha düşük ve yavaş hareket eden duygularınızın alışkanlıklarını kırın.
Her bir düşüncemiz sonrasında bedenimizde bir duygu hissediyoruz. Ve bedenimiz o duyguyu, ilgili eylemle birlikte hafızasına kaydediyor. Küçük yaşlardan itibaren düşünce sonrası ürettiğimiz duygular bizim alışkanlıklarımız oluveriyor.
Yani her bir alışkanlığımızı bir duyguyu tatmin etmek için kullanıyoruz.
Ve farkında olmadan geçen bu sürecin uzunluğu ,ilgili alışkanlığı dahada besliyor.
Ve bedenimiz bu yolculuğun sonunda belirli duyguların bağımlısı oluveriyor.
Acı çekmek ise bu bağımlı duyguların bana göre en ilginci.
Acı çekmekten kim keyif alır di mi?
Evet bilinç düzeyinde kimse istemez. Ama bedenimiz o kimyasalın artık bağımlısıdır.
Para harcamak ya da ilişkilerde hayır demek ya da sevgilinizle , eşinizle olan her negatif olayda aslında bedenimiz o kimyasalla besleniyor.
Ve unutmayın ki ego bedende, zihnimizde kendini deneyimler. Ve bir değişime karar verdiğinizde olan şey egonun deli gibi eski gerçekliğe dönme çabası.
İşte bu yüzden siz değişmeye karar verdiğinizde altta yükselen sesler bilin ki kutlanmaya değer.
Çünkü değişimi başlattığınız yani o kimyasalları bedeninize vermediğinizin kanıtı.
Siz bilgiyi alıp, değişimi başlattığınızda, örneğin; sigarayı bırakıyorum!
Kendimi bolluk berekete açıyorum!
Kilo vermeye başlıyorum dediğinizde, eski var olma halinizde ki alışkanlıklarınızdan beslenen bedeniniz, egonuz hiç memnun olmayacaktır.
Bugün kendinize sorun sahip olduğum ve bırakamadığım bakış açısı ile hangi duygumu besliyorum?
Günün sonunda bırakacağınız tek şey o sahte kimyasal olacaktır.
Sevgiler
Ayşegül Demirel
532 740 64 34
Bir yanıt yazın