Haftaya Başlarken 18 Nisan
Çiçekler açtı, her taraf yeşillendi, bahar geldi ve yoksa senin istediklerin halen olmadı mı? Eminim hepimiz bu güzellikler arasında enerjimizin yükseldiğini hissediyoruz. Sıcacık bir güne başlayıp mutsuz olmak mümkün mü?
Mümkün!
Bu hafta karıştırdığımız iki farklı alan, konuyu sizlere hatırlatmak istedim.
Hepimizin istekleri var ve bazıları kısa bazıları da uzun vadeli istekler. İsteklerimiz bazen hedef bazen hayal formunu alıyor bazen de sadece istek olarak kalmasına izin verip kurban enerjisine giriveriyoruz.
İçinde bulunduğumuz durum (pozitif ya da negatif) bizde bir istek yaratıyor. Bir sonraki adımı arzuluyoruz.
- Bu isteğimizi fark etmez, önemsemez, dinlemezsek, bir süre sonra istek formunda kaldığı için canımızı sıkıyor ve kendimizi kötü hissediyoruz. Tıpkı dondurma isteyen bir çocuğun sürekli isteme hali gibi bir süre sonra mızmızlanıyoruz. Ve bu durum uzun sürdüğünde mızmız bir çocuk gibi önümüze güzel davetler gelse bile bu davetleri hırçınlıkla kabul ya da red ediyoruz. En son adımda ise isteğimizin kurbanı oluveriyoruz. Ve bu durumlar ilgili karar alınıyor.
Sonuç
Offff, Zaten istediklerim olmuyor.
Hayat o kadarda kolay değil!
Bu hayatta böyle, her şeye sahip olamazsın!
Neyse hayırlısı olsun! Bizde şans yok!
- Bu isteğimizi fark ettik diyelim, bu kez de hedef olarak belirliyoruz. Burası güzel bir adım elbette. Burada da istediğimiz şeyin aşkıyla kendimize çok yüksek hedefler koyuyoruz. Örneğin, henüz hayatında hiç kız-erkek arkadaşı olmayan bir kişinin evlilik hedefi koyması gibi. Ya da borçlarını zor ödeyen birinin milyarlar kazanma hedefi koyması gibi. Bu kez, isteklerimizin olmayacağından değil sadece çok uzaklarda hedef koyduğumuz için olmayan isteklerimiz karşısında kendimizi yetersiz, başarısız, eksik beceriksiz hissediyoruz.
Sonuç
Ben yetersizim,
Ben yeterince akıl değilim!
Beceriksizim
Başaramıyorum, yapamıyorum, olmuyor!
- Bazen de isteklerimizi hayale dönüştürüp evrene bırakıyoruz. Bu isteklerimiz hayal olarak hayatımızda yerini alıyor. Bence mutlaka her gün hayal kurmalı insan. Birincisi çok keyifli bir an! İkincisi ise, hayal edebiliyorsan gerçekleşecektir demektir. Burada ki tuzak ise hayal ederken ne hissettiğimizi fark edememek. Birçok insan hayal kurduktan sonra kendini bir önceki duruma göre daha kötü hissediyor. Ve o anda onların hayal olduğunu unutup olmadığı için üzülmeye başlıyor. 1. Maddede isterken kötü hissederken burada hayal kurduktan sonra kötü hissediyor. Bu durumda kendimizi kötü hissederek sevdiğimiz şeyi hayatımıza çekmemiz zaten mümkün değil.
Sonuç
Amann hayaller ve hayatlar!
Boş boş hayallerle hayat geçmez?
Hayal kurmayı bırakta işine bak.
Biraz gerçekci ol!
Eğer sizde bu adımların birinde takılıyorsanız, baharda gelse, yazda gelse hani dünya tersinde dönse mutlu olamazsınız:)
Birincisi isteklerimizin mutlulukla ilgisi yok. İkincisi ise bu düşünceler aklınızdan geçerken kendinizi kötü hissedeceğiniz için enerjiniz düşecektir. Ve düşük bir enerji sizi mutsuz edecektir.
SONUÇ
- Hepimizin istekleri var ve hep olacak. İstekler sınırsız. Ve hayatımız boyunca isteklerimizin adı, rengi, büyüklüğü değişecek. Mutluluğu isteklerin sonucuna bağlamayın.
- İstekleriniz varsa bunu kutlayın. Bu yeni istek size yeni olasıkları getirecek ve değişim kapınızda.
- İsteklerinizi fark edin ve minik adımlara bölün.( Bebek adımlarına)
- Her gün, her an hayal kurun ve bu hayallerin tadını çıkarın. Onlar sadece hayal hatırlayın. Şimdilik!
- Ve bu hafta sadece mutlu olmayı seçin. İstekleriniz olsun ya da olmasın. Hedefleriniz gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin. Siz mutlu olmayı hak ediyorsunuz. Kendinize MUTLUK LİSTESİ yapın. Ya da listenizi açın ve eklemeler yapın.Ve hemen şimdi hayatınızın tadını çıkarmaya başlayın.
Farkındalık dolu, hayatın tadını çıkarttığımız, neşeli ve bahar tadında bir hafta diliyorum hepimize:)
Duyurular :
21 Nisan Perşembe akşamı saat 21:00’da online seminerimiz başlıyor.
1 Saat boyunca sorularınızı canlı olarak sorabilirsiniz.
Katılım ücreti 35 TL
Katılmak ve detaylar için tıklayınız.
Tüm değişimler önce zihinde başlar
Ayşegül Demirel / Değişim Uzmanı
Sevgiler,
Bir yanıt yazın